13 Temmuz 2011 Çarşamba

Yazın Ortası



Hasta oldum. Mideyi üşüttük. Temmuzun ortasında 30 derece sıcaklığa bir de 39 decere vucüt sıcaklığını ekleyin, bunu mide ağrısı ile çarpıp iştahsızlığa bölün sonra "ebesininki" ortak paydasında buluşturun. Siz işlemi yapakoyun ben azcık boşboğazlık edeyim.


Mezuniyet töreni vardı. Provalar, kepler, cübbeler, gömlekler, etekler derken geldi geçti. Sadece iki ders için bir yılını uzatan biri olarak bile söyleyebilirim ki mutlaka bu törene katılın. Evinize, aileniz ve arkadaşlarınızı içeren çok güzel anılarla geri döneceksiniz. Bir de törenden sonra bölümünüzün kokteylinde karnınızı doyurdunuzmu sizden kralı yok.


Hanım arkadaşlar alınmasın fakat şunu farkettim ki o kadar makyajı yapsa, o giysileri, topukluları giyse denizdeki yosun tutmuş kayalar bile güzelleşir. Yıl içinde farketmediğimiz, yanından geçipte dönüp bakmadığımız insanlar ne hale gelmiş... O zaman neymiş düğünde, törende tanıştığın kızın görünüşüne aldanıp ilişkiye başlamayacakmışsın. Yapmayın yani.


Şike dedik, ayıp dedik, asıl ayıbı TFF yaptı. Fenerin masöründen başkanın kadar herkes içeride fakat TFF hem ligi tescil etti hem de Şampiyonlar Ligi'ne Feneri gönderdi. Ya Fenerin bu kadar yöneticisi, çocuk pornosu gibi, bilmediğimiz bir suçtan kodesi boyladı ya da gerçekten bu ülkede futbol denilen şey sadece isminden ibaret. Yazık. Nonda olaydı cezanızı verirdi.


Ben içeride işimi yaparken tuvaletin kapısı çalındımı bütün konsantremi kaybediyorum. Olan yine dışarıdakine oluyor, daha fazla bekliyor. Söyleyeyim dedim de ona göre ayağınızı denk alın.


Hayırlı günler...

5 Temmuz 2011 Salı

Merhaba



Aylardır yazmamışım. Farketmez , nasıl olsa bu ülkede yazara saygı yok. Atarlı başlayalım bakalım.

Gördüğünüz üzere yeni bir tema, yeni bir felsefe ve yeni bir beyinle tekrardan ufak ufak yazmaya başlayayım dedim. Gündem çok meşgul. Şikedir, Hilal'in göğsüdür, Hükümet sorunları, Transformers'dan Megan Fox'un çıkarılması ( öğrendiğim gece ağladım) gibi bir çok konu var.

CHP yemin etmiyormuş. Diğerleri yemin ediyor da ne oluyor ? CHP en azından tutamayacağı sözler için yemin edipte günaha girmiyor. Birde AKP müslüman geçinir.


Aziz Baba'nın oyunları sonunda elinde ve bilimum patlayabilecek diğer organlarında patladı. Bende bir araştırmacı yazar olarak bu davanın peşini bırakmayacağım. Şikecilere hakettiği cezayı dalga geçerek vereceğim. Aziz Baba'ya ilk tavsiyem nezarette duş alırken sabununa mukayet olsun, düşürmesin.

Hilal Cebeci'nin sütyenli fotosunun bu kadar yankı bulması beni çok şaşırttı. Google diye bir şey var arkadaşlar " meme " yazın aratın. Bu kadar aciz olmayın. Lütfen.

Kendim ile ilgili birkaç önemli haber var ama şimdi kıllık yapıyorum ve söylemiyorum. Zamanı gelince paylaşırım. İlla birşey söylemem gerekirse hala işeyip sıçabiliyorum çok şükür. Osurukta cabası.

Ajdar kayboldu gitti la ...

Bank Asya 1. Lig , 1. Lig Bank Asya ... Kitlelere hitap eden bir türkü haline geldi

Hayırlı günler ...

27 Şubat 2011 Pazar

Oscar



Benim ödüllerim her zaman yukarıdaki aileye aittir ama film dalında bu gece Oscar denilen sarı çiyan sahiplerini buluyor. Ekran başında sabahlamaya değecek nitelikte bir şov hazırlamışlardır umarım. Hani herkes sahneye çıksın, millet birbirine atlasın demiyoruz ama yinede izleyeni ekran başında tutacak birşeyler olsun. Lütfen !

Geçen seneki tören çok sıkıcıydı, hepsini izleyemeden uyumuştum. Her kazanması tahmin edilen adayın ödülü kazanması sonucuda (!) buna yol açmış olabilir. En azından ben yatana kadar. Bütün sürprizler ben yattıktan sonra gerçekleşmişti, sabah uyandığımda ne küfür etmiştim, hala kulaklarımda. O yüzden bu sene tamamını izleyeceğim.

Oscar , nam-ı diyar Akademi Ödülleri, sürpriz çıkarmayı çok sever aslında. Ama kötü sürpriz. Her zaman siyaset ve milliyetçilik ön plandadır. Geçen sene The Hurt Locker'ın en iyi film ödülünü alması gibi.. Bu sene inşallah Yahudi lobisi " The Social Network " e ödülleri yağdırmaz. Facebook'dur abi sonuçta. Bir koca nesilin ağzına sıçtı adam bir de bunun için ödül mü verecekler ?



Oscar'ın klişeleride çok ilgimi çekmiştir. Mesela, " And the Oscar goes to Aydemir Akbaş " .. bu " Oscar goes to " bir nevi sinyaldir. Söylendiği anda TV yi dikkatli dinlerseniz gerginlikten dolayı oluşan istemsiz osurukları bile duyabilirsiniz. Bir salon dolusu artis ama gitsen baksan o an dünyanın en korunmasız, en masum yaratıkları oluyorlar. Birgün birisi kalp krizi geçirecek diye korkuyorum. "Insan ya meraktan ya Oscar'dan .. "

Diğer klişe ise ödülü alanın kendini sahnede paralamasıdır. Sanki pezevenge " bundan böyle ölümsüzsün " dediler. Verilen küçük bir heykelciktir, üstüne otursan hissetmezsin, nedir yani bu sevinç ? Gözyaşları sel olup akar.. Ajda Pekkan'nın gençliği gibi sahnenin bir ucundan diğer ucuna koşmalar, selam göndermeler, yerine oturmaya giderken yolu karıştırıp salondan dışarı çıkmalar, sahnenin ortasında " sitin beni ! " diye bağırmalar...

Bu geceki ödüller hakkında tahminlerim var ama paylaşmak istemiyorum. Bir tek ödül alacağından emin olduğum biri var O'da ; And the Oscar goes to Ebe Sininamı ... Şimdiden sürprizlere hazırlıklıyım gördüğünüz gibi ..

Hayırlı günler ...

5 Şubat 2011 Cumartesi

Cenabet

guiza nın kardeşleri | izlesene.com




Olmayınca olmuyor. Kadercilik iyi değil ama elinden geleni yaptıktan sonra da olmuyorsa koy götüne gitsin. Hele hele her işiniz, istediğiniz yolun üzerinde ilerleyip tam sonuca varacakken devriliyorusa biz ona halk dilinde " Cenabet " diyoruz. Sürekli kamyonunuz devriliyorsa mesela... Devrik kamyon, devrik cümleden daha tehlikelidir , dikkat edelim.

Her insanın mutlu olduğu, üzgün olduğu dönemler olmuştur elbet. Bu teraziyi mutluluk tarafına yatırmak tamamen insanın beyni ve iradesine kalmış. Siz mutluluk tarafına yüklendiğiniz anlarda terazi sürekli diğer tarafa eğiliyorsa, sanki birinin sürekli üzüntüye ağırlık eklediğini hissediyorsanız siz cenabetsiniz. Evet malesef ... Evlerden ırak olsun ama bunu da alkolikler gibi bir yerden sonra kabullenip, ona göre yaşamak gerekir.


Mesela yukarıdaki arkadaşı ele alalım. Geldiğinden beri demedik bırakılmadı adamın hakkında. Medya, taraftar, yönetim, hoca elele hep beraber Guiza'nın evine diye muhabbetler çıktı. Yeri geldi önünde boş kale varken taca vurdu, yeri geldi bütün Real Madrid camiası evine bayram ziyaretinde bulundu, yeri geldi çocuğunun Roberto Carlos'dan olduğu iddaa edildi. Aslında baktımda Carlos'a benzemiyor değil lan :D ... Neyse .. Yani bu adama yazık. Biraz insaflı olalım. Tamam adam doğuştan cenabet. Bir tek kendinede değil çevresine de zararı var. Defalarca kendi kulaklarımla ebesine çok enteresan şeyler dendiğine şahit oldum. Annesi ! Hatta babası ! Ne suçu günahı var bu insanların, bu cenabet yüzünden hakarete uğruyorlar ! Sinirleniyorum ama ! Ben bu Guiza'nın ebesini ... Bak yine ...

Efendim diyeceğim odur ki lütfen şu beş kuruşluk dünyada üzülmeyin. Kendinizi boş yere ne pembe dünyalarda kral yapın ne de cenabetim ben diyip kendinizi yatağa tıkın. Yaşayın gitsin anasını satayım. Elbet birgün aldığınız abdest etkisini gösterir. Elbet sizinde yüzünüz güler, güzel ,mutlu zamanlarınız olur. Ama bu Guiza resmen defolu insan arkadaş. Çok üzülüyorum bu adama. Üretim hatası gibi .. Töbe töbe ...

Hayırlı günler..

22 Ocak 2011 Cumartesi

Umursamaz

uçan adam sabri | izlesene.com



Video'da en çok güldüğüm yer adamın debelenmesi bittikten sonra Esra Ceyhan " Evet .. " diyor ya orada kopuyorum. Sanki normal birşeymiş gibi.

Ben de videodaki adam gibi bazen umursamaz olmak istiyorum. En az onun kadar... Milyonlarca kişi izlerken çıldırabilmeyi kendimi yerden yere atabilmeyi istiyorum. Bakalım belki birgün olur.

Şu hayatta başaramadığım şeylerden biri umursamazlık. Mesela dar bir yolda yürüyorum baktım karşıdan bir çift geliyor el ele, hemen çıkıyorum yoldan bekliyorum. Sırf adam kızın yanında rezil olmasın diye. İstesem yıka yıka geçerim aralarından. Kaldırımda, tanımadığım bir adamın mutluluğu için uğraşırken buluyorum kendimi. Ben olsam onun yerinde, adam gelip omuzu atar anasını satayım.

Ama gelin görünki tam tersi olanlarda var. Adamın önünde insan ölmüş, biri bayılmış, gaspa uğramış, tacize uğramış ama tık yok. Yok abi adam rahat. Ağızda cak cak sakız olaylara hep yan gözüyle bakıyor ve bir de o piç gülümsemeyi takınıyor. " Bana dokunmayan yılan bin yaşasın " hesabı filan hafif kalıyor. Yılan görse sokmadığına pişman olur, derdinden kendini sokar. Öyle bir rahat insanlar var bu gezegende.

Bu kadar umursamazlığın adına " cool olmak" demişler birde. Deprem oluyor adamda kıpırtı yok " Oooo ççok coool ". Ulan ibibik yıkılsaydıda o bina görseydin ebenin coolunu tersten. Öbür tarafta nolucak ? Eller cepte, ağızda sakız, kulakta ipod yürüsün bakalım pezevenk Sırat köprüsünden görelim.

Umursamazlığın da bir kıvamı vardır elbet onu tutturmak lazım. Hiç alakasız konuları takıpta üzülmek yanlış. Arkadaşın merdivenden yuvarlanıp çanağı çömleği patlattıysa bunu da umursamamak yanlış. Ama çok umursayıpta " ahh benim canım arkadaşımın götü çatlatmış, ahh ahhh " diye herkesin yanında yakınırsan arkadaşında utanır. İşte bunlar hep kıvam, hem ayar gerektiren mevzular...


Bu kadarda umursamazlık olmaz tabi. Utanmazlıkta ... O yaşlarda oluyor demekki. Harbiden kimse çocuklara kötü birşey demiyor. Azcık büyüyüpte aynı şeyleri yapınca bir ton laf yiyoruz. Neyse ..

Hayırlı günler.

2 Ocak 2011 Pazar

Girdik mi ?


110101021_ANTALYA_2011_I_DENIZDE_KARSILADILAR_0
Yükleyen malvidi. - Güncel haberleri izleyin

Girdik. 2011'e girdik. Ne değişti? 10 gün sonra sınavlarım yok mu? Yarın okul yok mu? Yolda belde tuvaletim gelmeyecek mi, sıkışıp tuvalet aramayacak mıyım ? Harç param yarıya mı indirildi? Benzin 2 TL mi oldu? Ortaokuldaki müzik hocam merdivenlerden kayıp kafasını mı yardı gidip şemsiyenin üstüne mi oturdu? O şemsiye açıldı mı?

Kafamda bunca soru ile yeni yıla girerken ben niye sevindim onu anlamıyorum. Şudurki; İnsanoğlu , yaratılıştan beri eğlencek yer, kutlayacak zaman arar. Yılın başı herkese bahanedir. Kimine içmek için, kimine ailesini görmek için,kimine denize girmek için ( Bkz. Üstteki Video ), kimine 10 dan geriye saymak için...(!) .. sekizzzz , yediiii , altıııı ... Dayanamadım ..



İçimizde akıllılarda yok değil. Bazı liderler ve bakanlar madencilerle girmiş yılbaşına. Madencinin de çok sikindeydi, bu adamlar gelsin bizimle yılbaşına girsin diye bekliyorlardı. Reklam yapıyorsunuz bari bu kadar yapmacık olmayın. Önümüzdeki yılada genel ev çalışanlarıyla girin bari tam olsun ...

En çok sevindiğim olaysa şu olduki; en küçük esnaf dahi çok iyi para kazandı. İlk defa bizim buradaki çerezcinin önünde kuyruk oluştuğunu gördüm. Fırınlar sanki iftara bir saat kalmışcasına doluydu. Yaş pastalar havada uçuşuyordu... Mecaz değil gerçekten uçuşuyordu, adamlar elimizde kalmasın diye pasta savaşı yaptılar satılmayanları. Krokanlıyı havada kaptım... Hem mecaz hem gerçek... Eben-ül Kinaye..

Üzüldüğüm bir hususda var. "Yılbaşı" nın Türkçe'de ki diğer bir sözlük anlamı " yemek içmek " olsa gerek. Seferberlikten yeni çıkmış gibi yeniliyor içiliyor sıçılıyor afedersiniz. Elde piyango bileti, geviş getiriliyor ilerleyen saatlerde. Sonra " amorti bilee çıkmadııı yaaa " diye üzülünüyor. Şükret lan şükret daha temin yediğini, bir aile bir haftada yiyor lan terbiyesiz! Bak elim ayağım titredi ya. O değilde amorti bile çıkmadı bize anasını satayım.

Herkese sağlıklı, mutlu, kabız olmadan, güzel güzel herşeyi orta karar yaşadığı, cıvımadan, yüz göz olmadan, yüz verdik diye yavşamadan, iki lafın arasında 25 kuruş borcunu hatırlatmadan iyi bir yıl dilerim.

Hayırlı günler...
Related Posts with Thumbnails