27 Eylül 2009 Pazar

Okula Başlarken

Yine hüzünlü bir sonbahar günü.O sabah hazırsınızdır.O niyetle uyanılmış,o niyetle yenilmiş içilmiştir.Hatta o niyetle tuvalete gidilmiştir.Uzun bir maratona başlarken herşeyinizi tekrardan düzene sokmanız gerekir.Ne oldum değil ne olacağım demeli insan.Hani sabaha karşı 7 de yatarsınızda 2 gün sonra aynı saatte sınıfta esniyor olursunuz ya.İşte öyle bir şey.

Eğer ilkokuldaysanız "kaplardan" anlarsınız o telaşlı günün gelişini.Evet , kaplardan. Kitap , defter kapları.Yıllarca anne,baba,çocuk tarafından uğraşılmış ve bitirilememiş hala devam eden tek teknoloji belkide.Kapla kapla bitmez o defterler.O kadar çok bant kullanmışsınızdır ki kıçınıza yapışsa farketmezsiniz.Et ve tırnak gibi olursunuz.Kaplamayı meslek edinseniz deli gibi para kırarsınız aslında.Neyse.

Lise ve ortaokul yıllarında kıyafet alımı ile başlar o heyecan.Her okulun kendine özel kıyafeti vardır.Cinsiyet cinsiyet , tür tür...Armalar,kıravatlar,etekler,ceketler hatta ve hatta rozetler...Özel okullarda beden eğitimi dersi için bile tek tip kıyafetler üretiliyor.Velilere doğru doğrultulmuş kazığın ucu bir kaç bıçak darbesiyle sivrilmeye devam ediyor.Kayıt parası almıyoruz diyen müdür , yalanını ters çevirsin üzerine otursun.O parası,bu parası,şu parası derken anne babaya binen yük artıyor.Olsun herkes okusun.

Üniversitede ise tam bir ipimle kuşağım mikimle daşağım durumu var.Harcını yatır, sonra ister gel ister gelme.Ne hocan arar ne okul.Adam parasını aldıktan sonra istersen çık kampüse , yat bütün gün çimlerin üzerinde.Öğrencilerinde işine gelir bu durum.Alışma devresi uzadıkça uzar.İlk hafta okula gidilmez.İkinci hafta oturulup " buna gitmesekte olur ya " denen dersler seçilir.Vizeden ne zaman kötü not aldın o zaman bütün derslere gidilir.E ben böyle öğrenciliğin gözünü seveyim.Bostan yata yata büyür.Aynen devam anasını satayım.

Seslerinizi duyar gibiyim. "Hergün düzenli not alacağım. Derslerimi günü gününe çalışacağım."

Nahhh !!! (Bilekten ileri doğru , zıpkın gibi bir hareket.)

Hayırlı günler.


Karikatür:Yiğit Özgür

1 yorum:

hagininsolayagi dedi ki...

Okulun yaklaştığını büyük alışveriş mağazalarında kurulan kırtasiye reyonlarından anlarım. 21 yaşına geldim neredeyse, unumu eledim eleğimi astım amma ve lakin o kırtasiye reyonunu gördüğümde tüylerim diken diken olur ürperirim. Çocukluğumun en güzel günleri o defterlere yazı yazmakla geçi gitti. Hüveeeee.

Related Posts with Thumbnails