17 Haziran 2010 Perşembe

Yazın Nimetleri

Bizim burada Nimet diye bir kız var yazları nasıl güzel oluyor off... Yok yok...Yaz mevsiminin nitelikleri ve getirdikleri hakkında bir şeyler gevelemek istiyorum.Anlatabileceklerim zenci pipisi kadar uzun olmakla birlikte ben onu kırpıp kesip Japon pipisi uzunluğunda tutmaya çalışacağım.

Şimdi efendim yaz denince akla ilk ne gelir ? Tabiki akraba ziyaretleri,bayramlar,kandiller,meydan gösterileri ...Bugün kandilmiş.Lafa nasıl gireceğimi bilemediğimden saçmaladım bir cümle öncesinden.Kandiliniz mübarek olsun.

Bir kere karpuz geliyor aklıma benim.Hem mecazi hem gerçek anlamda...Mecazını karıştırmadan hemen gerçeğine geçersek ben karpuz konusundan çok rahatsızım.Üzerinize afiyet yemeye başladığım an ile çişimin gelme anı arasında , ışık hızının bir kaç mertebe altı kadar fark var.Hatta birgün kendimi kandırayım dedim tam ağzıma götürüp geri çektim,alttan da çişim geldi gitti.Bir ben kandırıyorum bir o kandırıyor.Dayanamadım vurdum tokadı...(Bkz. Slap The Sergeant )

Deniz veya havuz konusuna gelince...Benim felsefem şudur."Kılıç kınından çıktımı can almadan yerine konmaz" derler ben de altıma deniz şortumu giydiysem o denize gidilecek arkadaş.Ben ona kendimi haızrlamışım hatta şartlamışım , o denize veya havuza gidilecek !! Bazen böyle ayarlamaya çalışıyoruz olmuyor tek başıma gidesim bile geliyor bu yüzden.Hiç olmadı leğene suyu dolduruyorum ayaklarımı içine koyuyorum.Kafaya da bir şnorkel...

Yazın en sevdiğim yanlarından biride duştan sonra saçımı kurlamıyorum.Köpekler gibi kafamı sağa sola seri şekilde bir kaç kez sallıyorum ve hayatıma devam ediyorum.Bazen aklıma salak salak şeylerde gelmiyor değil...Nasıl olsa sıcakta kuruyor diye duştan anadan doğma çıkıp sağda solda hebele hübele koşmak istiyorum.Nasıl olsa kurur abi...

Ve hayattaki en büyük korkum.Yıllardır denize havuza gidiyoruz ve şükürler olsunki daha başıma gelmedi.Ben yüzmeyi severim ve kulaçlarken kendimi kaybederim.Hani bir gün Yunan adalarına çıkacağım diye korkuyorum.Havuz da o sorun yok tabiki kafayı duvara vurunca duruyorum kendiliğimden.O kadar kendimi kaybediyorum ki yıllar önce bir teyzenin kafasına koydum kulacı resmen.Kafamı sudan çıkardığımda başını acı içinde tutan bir tayze görünce hemen geri vitese aldım uzaklaştım.

Bu nirvana seviyesinde yüzüşlerim yüzünden birgün olurda altımdan şortum çıkıp giderse ve ben farketmeden denizden çıkarsam diye çok korkuyorum...Düşünsenize..Ya da düşünmeyin daha iyi...Hemen resmi çiziyorum sizin için : Herkesi gözü benim üzerimde.Ama herhalde herkes bir suça ortak olmuş kimsenin gözüme bakacak cesareti yok.Boyunları bükük aşağıya doğru bakıyorlar...Herkesin yüzünde munzurca bir gülümseme,birkaç kişinin eli istemsiz gözlerini kapatmış,bir kaç kişide bayılmış...

Bu yazın hayatınıza yenilikler ve huzur getirmesini diliyorum.Saat 11:00 ve 17:00 saatleri arası mümkün olduğunca dışarı çıkmayınız efendim.Keneler şehre inmiş,birkaç sektörü de ele geçirmiş.

Hayırlı günler.

Twitter:http://twitter.com/MizahiGeveze

15 Haziran 2010 Salı

5 Kişiye Sorduk : Vuvuzela Nedir ?


Daha temin tuvallette oturmuş düşünürken (?????) aklıma yeni bir atraksiyon geldi.Evet bundan sonra çeşitli konularda yoldan geçen herhangi 5 kişinin,eğer varsa,fikrini sizinle paylaşacağım.

Bu ilk bölümün konusu,Dünya Kupası nedeniyle hergün duyduğumuz,duymak zorunda olduğumuz Afrika'ya özgü ,125 cm boyunda üflemeli bir çalgı olan Vuvuzela...Bakalım sokaktaki halk Vuvuzela hakkında neler biliyor ...

1."Merhaba. Vuvuzela nedir sizce? Daha önce duydunuz mu ? "

Emekli Öğrenci : "Aaa o bizim Kâsım Abinin lakabıdır.Vuvuzela Kâsım derler mahallede ona.Siyahi bir abimizdir kendisi ama lakabının nereden geldiğini bilmiyoruz.Görmedik."

2."Selamlar bir dakikanızı alabilir miyim ? Vuvuzela nedir ?"

İş kadını: " Aauuvvvv...Geçen gün arkadaşım Afrika'dan ısmarlamış 4 taneeee...Bütün kızlar evde topladık... Muhteşemdi.."

3."Pardon bakar mısınız ? Vuvuzela nedir biliyor musunuz ?"

Yeminli Manav : "İki dakika maç zevkim var her koltuğa oturduğumda o meretin sesini duymamak için televizyonun sesini kısıyorum.Kafamızı si... yeter a... k.... maç mı izleyeceğiz gürültümü çekeceğiz.S...tir g.. lan sende burdan a..... hoşafı" vuvuzelenızı s.... ... .....................

4. " Teyze iyi günler. Vuvuzela nedir teyzem duydun mu hiç ? "

Tey-Z : "Yoo mannn... Suckk ittt... Baba anlamadım ki herkesin ağzında var bir tanee.Emzik gibi ağızlardan düşmüyor meret...Üfle üfle nereye kadar hacı bir yerden sonra tükürük birikiyor biliyosun...Bu arada yarın yeni kasedim çıkıyor...Albümün ismi "Al bunu alamaz mısın Sen ne biçim Vuvuzelasın. ?! "

5. " Evet son konuğumuz 3 yaşındaki Kerkcan...Söyle bakayım Kerkcan Vuvuzela nedir ?"

Kerkcan: " Eeee sindiii vuuvuuu yapağken uff olduu annemm..Babammla annemiii yakaladmmm odadaaa vuuuuuuuuuu yapıyoyardıııııııı vuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuu ...."

Başka bir araştırma konusuyla tekrar birlikte olmak dileğiyle.Kendinize iyi bakınız efendim.

Hayırlı günler.

14 Haziran 2010 Pazartesi

Kitap Tanıtımı Bölüm 2 : Darül Fesad

Kitabın ismi : Darül Fesad
Yazar: Erk Acarer
Konu: Kanuni Sultan Sülayman ölmüş, tahta II. Selim geçmişti...
Yayınevi : İnkilap

Kitap zevkim yaşanmışlıklar üzerinedir...Yakın veya uzak farketmez her türlü tarihi okumayı seviyorum.Çünkü öğreniyorum.Uydurulmuş ve popodan yaratılmış ilişkileri ve karakterleri okumanın bir faydası olduğunu zannetmiyorum.Bence orada okuduğunuz ve aklınızda kalan sadece yazarın hayal gücü.Okuma alışkanlığı kazanmak ise tek yararı...

Kitabımıza gelecek olursak,Duraklama döneminin hemen başına gelinmiş,Kanuni sefer sırasındayken vefat etmiş fakat bu ordunun morali düşmesin diye ordudan saklanmıştır.Hatta bunun için cesed yıkayan ve namazını kıldıran imamlar bile öldürülmüştür.

Kitap bir kaç kişinin gözünden bölüm bölüm,atlaya atlaya devam etmektedir.Başlıca karakterler Ferhad ağa,Hatice,Ali,Sokullu Mehmet Paşadır.Kanuniden sonra gelen gencecik ve zevke düşkün şehzadeler sadece yiyip içmiş mikmişdir afedersiniz.Sokullu,sadrazam olarak görünsede hatırı sayılır bir süre ülkenin her işine elini atmış,padişah gibi ülkeyi yönetmiştir.

Erk Acarer'e gelince,"%100 İstanbul" isimli diğer kitabında da Topkapı Sarayı için söylediği bazı sözler ve bu kitaptaki olayları anlatış şekli ile sanki Osmanlı karşıtı bir yazar izlenimi verdi bana."%100 İstanbul" kitabını daha almadım fakat bir radyo programında kendi ağzından bazı kısımlarını dinledim.Böyle yazarlar olmasaydı tarihimizin kötü yanlarını göremeyecektik belkide.O yüzden hiçbir yazarı ,kendi fikirlerimle uymuyor diye eleştirmem.

Bu kitapda günümüzde kullanılan bazı deyimlerin nasıl meydana geldiğini,o zamanların aşklarını,pisliklerini,saray entrikalarını yani bir nevi Osmanlının nasıl duraklamaya girdiğini bulacaksınız.Tek bir şey söylemek istiyorum.Kanuni'nin öldüğü sefer bittiğinde ve kale ele geçirildiğinde yeniçeriler,kadınlara ,"ganimet" gözüyle bakarak, hiç kocasına çoluğuna çocuğuna aldırmadan tecavüz edebiliyorlardı.Oysaki Fatih Sultan Mehmet koca bir imparatorluğu yıkıp,İstanbul'u feth ettiğinde hiç kimsenin malına ve canına zarar vermemiş,hiç bir inancı ve milliyeti kötülememiştir.

Bir devletin geleceği malesef ki baştaki insanların kişiliğine bağlı gördüğünüz gibi...Burada yazımı bitiriyorum ve size iyi okumalar diliyorum.

Hayırlı Günler.

13 Haziran 2010 Pazar

Zekadır Elle Tutulan



Çok Önemli Not:Videoyu izlemeden geçmeyiniz.Ben dinine bağlı biri olarak , gerçekten ters birşey olsaydı buraya koyup üstüne de yazı yazmazdım.Zaten dayıda okumaya başlamadan önce açıklıyor."Ne Allah'ı kızdırayım ne de komutanı" diyor.Lütfen tamamen mizahi bir gözle izleyiniz.

İşte bu !!! Görmek istediğim bu ! İddaa ediyorum her Türk evladı bu kadar zeki doğuyor bu topraklarda.Sonradan çevre,tv,bilgisayar gibi etmenler yüzünden mallaşıp,buharlaşıp gidiyor o akıl.Ama onu koruyanlar beni zevkten titretiyor.Videoyu izlerken bir yandan yarıldım bir yandan titredim böyle şizofrenler gibi , sara hastaları gibi yerlerde kıvrandım.

Şu dayım gibi bir akrabam yokki ! Valla yok billa yok ... Olsaydı çocukken yanına staja giderdim,büyüyünce de okuluna giderdim.Şöyle bir büyüyüğüm olsaydı yanımda nolurdu acaba? Çok kızdım ve hüzünlendim şimdi.Neyse ölmüşle,gömmüşe çare bulunmaz derler.Ölmüşle,olmuşa çare bulunmaz derler,pardon...

Olay şu ki askerdeyken dayımı komutanları çağırmış ve Kuran okumasını istemiş.Hem de rakı masasındayken...Ciddi konulara girmiyorum şimdi ama yanlış bir davranış bence...Neyse...Dayıda bakmış ki ilaç dolabı karşıda başlamış kutuların üzerinden okumaya...Benim anladıklarım arasında Teramisin var,B vittin C diyor bir yer de,bir yerde de ilaç firması olan Roche yi söylüyor...Eğer daha başkalarını anlayan varsa paylaşsın lütfen ben çıkaramadım diğerlerini.



Bence,günümüzde,mecazi anlamda elle tutulan en önemli değer,zekadır.Tabi diğer elle tutulan şeyleride gözümün önüne getirip bunu söylüyorum.Çok da gözümün önüne getirmek istemiyorum sabah sabah ama...Tabi insandan insana değişir..."Zeka" diye de tutturmam illa...Kimseye de tutturmadım zaten.Yani ısrar etmedim bu konuda...Çünkü biliyorumki "Para" herşeyden önce geliyor artık.10 kişiden 8'i para 1'i aşk 1'i zeka ve insanlık diyor ya en sondaki "1" benim.Aşk da derim yerine göre ama para dediğimi duyan olmamıştır bugüne kadar...Çünkü hep içimden söylerim...Yok lan söylemem.

Zeka geliştirmek için okumak,izlemek,dinlemek gerekir.Ve tabiki çevreden gelen,beyin uyuşturucularına "Dur" diyebilmek gerekir.Mümküm oldukça sosyalleşmek gerekir.Sosyalleşmek derken,bara gidip,bayılana kadar içip,sabah hem cinsinizle kendinizi aynı yatakta bulmaktan bahsetmiyorum...

Bu videoyu kalbimin en güzel köşesine yerleştirip huzurunuzdan öyle ayrılıyorum.Bu zeka seviyesinde bir memlekette yaşamak bana mutluluk ve gurur veriyor.

Hayırlı günler...
Related Posts with Thumbnails