31 Temmuz 2010 Cumartesi

Bir Film&Bir Oyun : Inception&Metro 2033

Evet size bu yılın fenomenlerini tantacağım.Biri film dalında diğeri ise oyun dalında, özellikle FPS türünde...


2-2 mii ??? 2-2 miii ??!!!! Değil mi !?!?! Ben böyle film görmedim !!! 2-2 olmasa bile herkes gönül rahatlığı ile timsah yürüyüşü yapabilir bu filmi izledikten sonra.Verdiğiniz bilet parasını sonuna kadar hakeden bir yapıt.Hatta birkaç kez daha gideceksiniz sinemeya bana güvenin.Hiç film hakkında birşey yazmayacağım.Tek diyebileceğim lütfen beyni kendine zor yetenleri götürmeyin yanınızda..."Ayyyy ben birşeyy annamadımm amaaaaaa " bile demeye kalmadan perde iner inmez kafayı yakarlar,parmaklarını burunlarına sokup "yok mu beni miken?! " diye bağırarak ortalıkta koşarlar.O kadar diyorum...

İşin ilginç tarafı Christopher Nolan'ı aradım geçen yıl.Birader dedim bak benden gizli birşeyler karalıyorsun,gördüm,eğer eksik yeri varsa ben tamamlayayım dedim."Yok Boracım birkaç aklımın yetmediği yerler var ama bir yıla halladerim herhalde" dedi.Harbiden halletmiş.Ağzımıza sıçtı adam resmen.On yılda yazdı on yılda konuşuturur.Hatta yüzyıl.Türünün tek örneğidir bu film.Helal olsun adama.Listelerde gelmiş geçmiş en iyi olursa hiç şaşırmam hatta desteklerim.Alkış kıyamet,boktur sidiktir sular seller gibi gider.Herşeyim feda olsun.

Leonardo Di Caprio adını artık altın harflerle hatta titanyum harflerle tarihe yazdırmıştır.Bir insan hep en iyi filmlerde oynar mı ? Oynar demekki.(Bkz. Titanic)

Bu oyun hayatımda oynadığım en güzel FPS 'dir .Siz "şu anlamda da mı? " diye sorun ben hepsine şimdiden "Evet" diyorum . Kurşunun girdiği deliğin gerçekliğine kadar kanın kırmızılığının yer yer değişmiş tonuna kadar grafikleri üst düzey bir oyun.Kitaptan çevrilme bir oyundur.Dünya'da Nükleer savaş yaşanmıştır ve büyük yıkım olmuştur.Kalan insanlar Moskova metrosunun altında gruplar halinde hatta birbirlerine düşman olarak yaşamaya devam etmektedir.

Bir tek insanlarla değil radyasyon nedeniyle mutantlaşmış binbir çeşit hayvanla da uğraşıyorsunuz.Kendi insanlarınıza yardım getirmek için yola başlıyorsunuz.Polis denilen merkeze doğru uzun ve muhteşem bir yolculuk...Oyunun 3'te 1 i sinematik videolarla süslenmiş.Ve girdikleri yerler öyle güzelki bir filmi çekiyormuşsunuz hissi veriyor.Başrol oyuncusu sizssiniz.İnsanları,mutantları,metro herşey o kadar gerçeğe yakınki.Diyaloglar her ırka ayrı şivede..Tek kelime ile muhteşem bir oyun.

Bu iki fenomeni kaçırmamanızı tavsiye ederim.Şiddetle tavsiye ederim,tekme tokat girerim.

Hayırlı günler...

29 Temmuz 2010 Perşembe

Kitap Tanıtımı Bölüm 4 : Macar

Yazar : Solmaz Kamuran

Konu: İbrahim Müteferrika gözünden hayatın anlamını bulmaya çalışmak diye özetleyebilirim.

Yayınevi : İnkılap

Tipinden de anlaşılacağı gibi yukarıdaki resim İbrahim Müteferrika'ya aittir.Kendisinin neden bu kadar değerli bir zat olduğunu birazdan anlatacağım.Önce şunu belirtmeliyim ki bu eski Osmanlı resimlerindeki adamlar hep birbirine benziyor.Nasıl iş anlamadım...

Öncelikle kitabın adının açıklamssını yapmalıyım.Kendisi Macar'dır aslen.Devşirme değildir,şimdiki Romanya-Macaristan sınırları Osmanlı'nın hakimiyetindeyken Macar özgürlüğü için uğraşan adamlardan...Bu yüzden Osmanlının buyruğuna gönüllü olarak girmiş ve ortak düşman olan Avusturya İmparatorluğuna karşı çarpışmıştır.İsmini İbrahim olarak değiştirmiş ve Müslüman olmuştur.Savaş alanında da birkaç kez bulunduğu söylensede asıl savaşını Osmanlı'nın cahilliği ile verdiği kesindir..

Önemi matbaadan gelmektedir.Kendisi Osmanlı'da matbaayı kuran adamdır.İki asır geç gelmiş bu su gibi hayati öneme sahip teknolojiyi sonunda ne yapıp ne edip Osmanlı'ya kazandırmıştır.Günümüzde de hala var olan bağnazlar isyan çıkarmasın diye , matbaanın yararlı olduğuna dahil fetva bile çıkarttırmıştır.

Kitap çok güzel hazırlanmış.Eğer korsan almazsanız günlük-roman tarzı ilerliyor kitap ve günlüğün olduğu kısımlar sarı kaygan kağıttan basılmış.Şiddet ile tavsiye ediyorum.Özgürlüğün,ilmin,bilimin ve en önemlisi bu edebiyat ve sanat ile içiçe yaşamış adamın güzel dünya görüşlerinin tadına siz de varın.Size İbrahim Müteferrika'nın dergahtaki hocasının güzel bir sözüyle veda ediyorum.

"Hayat bir nehirde karşıdan karşıya geçmeye benzer,yola çıktığında varacağınkıyı uzaklardadır, oraya yaklaştığında ise ayrıldığın kıyı..."

Hayırlı günler...

25 Temmuz 2010 Pazar

Günlük

İlk defa kendimden korktum bugün.Kuzenler gelmişti eve sağı solu karıştırırlarken " Bora abi senin günlüğü buldum ama sayfaları yapışmış birbirine" diye bağırdı."Yok artık! Öyle birşey yapmış olamam" diye mırıldanarak koştum hemen yanına.Şaka yapmış tabiki.Hemen sayfalarını çevirmeye başladım.

İlk sayfanın ilk cümlesinde ne yazıyor biliyor musunuz? "Bugün ilk defa günlük tutmaya başlıyorum.Herhalde ileride okudukça güleceksin." Ananıssss... Tarihe bakarmısınız . 04.02.2003
Daha 15 yaşıma yeni girmişim.(Şu an 22 yaşındayım belki hesaplamakta zorluk çekenler olur.Hiç yormayın kendinizi) Tabi ben bu cümleyi görünce hemen elim ayağım dolandı.Arka fondan Testere filminin müziği geliyor.Hani diğer sayfayı çevirmeye korktum "i wanna play a game" filen yazar bu yaşta nalları dikmeyelim.

Sayfaları okudukça bizim jenerasyonun bu jenerasyonla arasında ne kadar fark olduğunu gördüm.Benim günlükte ders,Galatasaray,öğretmenler,ailem filen yazıyor.Hani aşk meşk yok.Hoşlandım filen yazmışım anca.Günümüzün metropollerindeki 15 yaş jenerasyonunun günlüklerini bulsak ya :

"Naber lan günlük !! Bugün bir kızla birlikteydim oouuvvvvvvvvv.Eurodisel gibiyim maşallah az yakıyorum çok performans gösteriyorum.Yarın da diğerinin yanına gideceğim.Pek beğenmiyorum ama olsun artık onu kırmak istemedim.Dersleri hiç sorma zaten yedi tane zayıfım var bir tanesi orta.O da resim.Füsun hoca.. Derste bana bakıp duruyordu.Bir gün kahve içmeye çağırdı....."

Günlük tutmayı Beşiktaş'ın Galatasaray'ı yenip şampiyon olduğu gün, yani Beşiktaş'ın 100. yıl şampiyonluğunu kutladığı günde bırakmışım.Üzülmüşüm herhalde.Çok keyiflendim okurken ve kesinlikle çocuklarıma torunlarıma yazılı bir miras bırakmalıyım dedim.Yarından tezi yok kara kaplı bir günlük alıyorum ve tekrar yazmaya başlıyorum.

Hayırlı günler...
Related Posts with Thumbnails